SURİYE İZLENİMLERİ 4

Merhaba değerli dostlar bu sayımızda sizlerle Peygamber efendimiz (sav) 12 yaşında iken Amcası Ebu talip ile Şam’a ticaret için giderken rahip bahira ile karşılaştığI Busra’yı gezerek başlıyoruz…

İsterseniz önce yaşanan olayı anlatayım sizlere: Efendimiz (sav) 12 yaşında iken Şam’a ticaret için giden kervana Amcası Ebu Talip ile birlikte katılır, kervan busra kentinde mola verdiğinde şehrin rahibi bahira, Efendimiz (sav) i gölgelemek için üzerinde duran bulutu fark eder. Son Peygamber’in geleceğini biliyordur rahip ve Efendimiz (sav) in yanına getirilmesini söyler… Efendimiz (sav) gelirken bulutun da birlikte geldiğini görünce anlar fakat emin olmak için sırtına bakar ve Peygamberlik mührünü görünce amcasına: ‘’bu Çocuk son Peygamber dir, şam’a götürürseniz ona zarar verirler’’ diyerek efendimiz (sav) in geri dönmesini söyler ve amcasi ile birlikte geri dönerler.
Tarihi bir kent görünümündeki Busra’da,Efendimiz (sav) in devesinin çöktüğü yere yaptırılan tarihi cami kalıntılarını ( ki o kadar zaman geçmesine rağmen hala ayakta), rahip bahira’nın kilisesinin kalıntılarını ve hala dimdik ayakta duran Hz. Ömer tarafından yaptırılan Hz. Ömer cami’sini de gezdikten sonra Busra’dan ayrılıyoruz.
Halep’ e giderken Hz. İsa dünyaya geldiğinde babası yok diye dışlandığı zaman kendilerine kucak açan ve hala Hz. İsa’nın dili olan Aramice’nin konuşulduğu dünyadaki tek yer olan Malule ye uğruyoruz. Burası öyle bir yer ki 20 nin üzerinde kilise bulunmasına rağmen sadece 4 tane cami var. Malule’den ayrılarak Humus’ varıyor ve burada Hz. Zekeriyya peygamber’in makamı ve Hz. Ömer’in oğlu Abdullah’ın kabrinin bulunduğu Zekeriyya cami’sini de ziyaret ederek Hama’ya doğru yola çıkıyoruz. Hama’da Asi nehri üzerindeki zamanında kentin su ihtiyacının karşılandığı su dolaplarını da görerek yolumuza devam ediyoruz. Halep’e 70 km. kala Ömer Bin Abdülaziz’in kabrinin bulunduğu Marra’ ya varıyoruz. 5. Halife olarak bilinen Hz. Ömer’in torunu Ömer Bin Abdülaziz, dedesi gibi adaleti ve cömertliği ile tanınırdı ki O nun zamanında bölgede zekat verecek kimse kalmamış. Ömer Bin Abdülaziz’in kabrini, ayakucunda bulunan eşi ve hemen yanı başında bulunan türbedarının kabirlerini ziyaret ettikten sonra yola çıkıyor ve yaklaşık 45 dakika sonra Halep’e ulaşıyoruz.
Halep’te ecdadımız tarafından yaptırılan ve tedavileri su sesi ile yapılan akıl hastanesini, Peygamber efendimiz (sav)in mübarek ayak izinin bulunduğu kerimiye mezsidini ziyaret ettikten sonra Halep kalesine çıkıyoruz. Kalenin içini gezerken baya bir yoruluyoruz ve kaleden indikten sonra tam karşısındaki çay bahçesinde o muhteşem manzaraya münasır nargilelerimizi fokurtatarak çaylarımızı yudumluyoruz.
Tarihi Ümeyye cami’sinde namazlarımızı kıldıktan sonra alışveriş için cami’nin bitişiğindeki Halep kapalı çarşısına giriyoruz. Bu çarşı 20 km. alana kurulmuş muhteşem büyüklükte bir çarşı. Çarşıda gıda ve takıdan tutun her şey mevcut ama gelgelelim o kadar giyim dükkanı olmasına rağmen ne hikmetse erkeklere yönelik bir giyim mağazası maalesef bulamadık. En büyük kebabı ile rekorlar kitabına giren Halep kapısı restoranında akşam yemeklerimizi yedikten sonra halep’ten ayrılıyor ve Suriye gezimizi bitiriyoruz.
Reğerli dostlar hepinize sağlıklı ve bol kazançlı bir şubat ayı diliyor, önümüzdeki sayımızda görüşmek dileği ile Allah yar ve yardımcımız olsun. 

ŞUBAT 2011

Facebooktwitterredditpinterestlinkedinmail
0Shares

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

%d blogcu bunu beğendi: