TGC 2022 Burhan Felek Ödülünü Özkan Altıntaş Aldı

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin “Burhan Felek Basın Hizmet Ödülleri”ne değer bulunan turkiyeturizm.com yazarı 51 yıllık gazeteci Özkan Altıntaş ödülünü aldı.

İSTANBUL- Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin önceki başkanlarından Burhan Felek adına düzenlenen, gazeteciliğin en değerli ödülü olan “Burhan Felek Basın Hizmet Ödülleri”ne değer bulunan turkiyeturizm.com yazarı 51 yıllık gazeteci Özkan Altıntaş ödülünü aldı. Özkan Altıntaş’ın Ödülünü TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş verdi.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nde düzenlenen törende ayrıca “Burhan Felek Basın Hizmet Ödülleri”ne değer bulunan 20 gazeteci ödüllerini aldı. Ödülü almak için 50 yıl boyunca faal gazetecilik yapmak, 70 yaşından gün almış olmak gerekiyor. TGC Başkanı Turgay Olcayto konuşmasında 50 yıl boyunca durmadan gazetecilik yapmanın çok zor olduğunu belirterek ““Burhan Felek Basın Hizmet Ödülleri”ne değer bulunan 20 gazeteci bu zoru başardıkları için ödüle layık görüldüler” dedi.

BURHAN FELEK MEZARI BAŞINDA ANILDI
Türk Basınının önde gelen kalemlerinden ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti önceki başkanlarından Şeyhül Muharririn Burhan Felek 4 Kasım 2022 Cuma günü saat 11.00’de mezarı başında anıldı. Törende Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreter Yardımcısı Niyazi Dalyancı ve kıdemli gazeteci, Burhan Felek’in yeğeni Okşan Atasoy konuştu. Aynı gün saat 14.00’de TGC Konferans Salonu’nda Burhan Felek Basın Hizmet Ödülleri Töreni gerçekleştirildi.

Sunuculuğunu TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş’in yaptığı tören Mustafa Kemal Atatürk, arkadaşları, haber peşinde koşarken ölen ve öldürülen gazetecilerin anısına saygı duruşuyla başladı.

TURGAY OLCAYTO: BURHAN FELEK’E ŞÜKRAN BORÇLUYUZ
Törenin açılış konuşmasını yapan TGC Başkanı Turgay Olcayto, Burhan Felek’in çok iyi bir yazar olmasının yanı sıra toplumsal olaylarla yakından ilgilenen bir insan olduğuna dikkat çekerek şöyle konuştu:
“Sevgili Burhan Felek Dostları Burhan Felek’i anlatmak hem çok kolaydır hem de çok zordur. Gazeteciliğin hemen her dalında emek vermiş bir insan yalnız çok iyi bir yazar değil aynı zamanda da toplum olaylarıyla yakından ilgilenen, Olimpik hizmetleri Türkiye’ye getiren ilk gazetecidir. Spor Yazarları Derneği’nin, İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Enstitüsü’nün kurulmasında katkıda bulunan Burhan Hoca için ne söylense az ama şunu özellikle altını çizerek söylemek isterim hep sıkıntılı dönemlerde başkanlık yaptı. Darbeler sırasında görevini yürütmeyi sürdürdü. Siyasilerin aralarındaki çatışmalarda hep arabulucu oldu. En önemlisi Burhan Hoca, Cemiyet gemisini 26 yıl boyunca Türkiye’nin fırtınalı basın ortamındalimana yanaştırmayı başardı. Onun için kendisine şükran borçluyuz. Adına konulan ödüller için 70 yaşından gün alacaksınız 50 yıl çalışmış olacaksınız. Hatta tercihen hala çalışıyor olacaksınız bunu başarmak çok zor gerçekten. 39 aday arasından Seçici Kurulumuz titiz bir seçim yaptı.
Onlara yürekten teşekkür ediyorum. Kazanan arkadaşlarımı bir kez daha kutluyorum hepinize geldiğiniz için çok teşekkür ediyorum.”

TGC Genel Sekreter Yardımcısı Niyazi Dalyancı ise törende Burhan Felek’in 9 Temmuz 1946 yılında Cumhuriyet Gazetesi’nde yayınlanan “Hadiseler Arasında FELEK” başlıklı yazısını paylaştı. Burhan Felek’in yazısı şöyle:

BURHAN FELEK: 1946 SEÇİMLERİ-DAHA MUTEDİL OLMAK LAZIM
Nenin nesi olduğunu bilmem amma bir seçim defteri yüzünden çıkan marazada bir bekçinin öldürüldüğünü gazetelerde okuyunca bende şafak attı. İçlerinizden pek çoğunuz yakın siyasî tarihimizi, daha doğrusu seçim işleri, parti mücadeleleri gibi şeylerin 1908’den bu tarafa doğru olan tarihçesini benim kadar bilmez. Ben pek küçük yaşımda da olsa bu tarihi yaşamış, o yüzden hırpalanmış, hatta sürgüne kadar gitmiş birisi sıfatıyla bilhassa gazetelerimizde bugün estirilmekte olan ve bunların tesiri altındaki muhtelif yazıcılar nezdinde makbule geçen havayı asla beğenmemekteyim. Başka memleketlerde partiler veya partizanlar memlekete yapacakları hizmetleri ve karşı tarafın yapamadıklarını sayıp dökerken bizde maalesef iş şahsî münakaşa ve birbirini karalama şekline döküldü. Hatta bazı hallerde birbirlerini vatan düşmanı diye vasf etmeğe (nitelemeye) kadar vardılar. Bu vatan düşmanı, hain, alçak gibi lâflar ağızlarımızda oldukça bizdeki siyasî ve medenî terbiyenin hâlâ gelişemediğine hükmetmemek kabil değildir. Unutmamalıyız ki, muhalifi, mutabıkı bu tarlanın mahsulü, hep bir fabrikanın malıdır. Az çok fabrikasyon ve karakter farkları ile. Birbirimizin kusurlarına İnsanî bir müsamaha ve meziyetlerine hayırhah (iyiliksever) bir hemşeri hissiyle bakmadıkça o kadar hasretlisi göründüğümüz demokrasiyi memleketimizde hakkı ile yerleştirmemize imkân yoktur.”

OKŞAN ATASOY: BURHAN FELEK İÇİN ÜSLUP ÇOK ÖNEMLİYDİ
Burhan Felek Basın Hizmet Ödülü sahibi ve Burhan Felek’in yeğeni Okşan Atasoy da bir konuşma yaptı. Atasoy konuşmasında Burhan Felek ile arasında geçen bir konuşmaya yer verdi:
“Burhan Felek 18 yaşında gazeteciliğe başlıyor. 93 yaşında vefatından bir hafta öncesine kadar gazeteciliğe sadık bir şekilde devam ediyor. 75 sene kadar bir süreç. Merak ettim bu iş böyle nasıl oluyor. Ben de gazeteciliğe girmişim ne yapacağımı bilemiyorum, boğuşuyorum, beceremiyorum. Nasıl becerdiğini kendisine sordum. Bana ‘Bak kızım birincisi üsluba uygun olarak her şeyi yazabilirsin ama üsluba uyacaksın. Bu hassas dengeye bütün gazetecilik hayatın boyunca dikkat edeceksin. İkincisi hayat o kadar karanlıklar getiriyor ki. Gazeteci kamunun hizmetinde olduğu için sıkıntılardan bir yere kadar kamuyu da korumak zorundadır. Bu nedenle yazılarımda karamsarlığa yer vermemeye çalıştım. Her yazımda nefes alma payı olarak mizahı kullandım’ dedi.”

BU YIL 20 GAZETECİ ÖDÜL ALDI
Turgay Olcayto (Başkan), Adnan Özyalçıner, Ayşegül Dora, Niyazi Dalyancı, Esat Yılmaer, Arif Esen, Sibel Güneş, Hüseyin Irmak (Yazman), Mesude Erşan’dan oluşan Seçici Kurul bu yıl 20 gazeteciye ödül verdi. 70 yaşından gün alan ve meslekte 50 yılını tamamlayan Andaç Atak, Ayşe Tarman, Azer Bortaçina, Berin Dikmen, Betül Sözen, Can Aksın, Cemil Ciğerim, Coşkun Kartal, Eray Canberk, Hasan Çakkalkurt, Hikmet Altınkaynak, Jan Devletoğlu, Kadir Can, Mehmet Gündüz, Mustafa Dolu, Okay Göçer, Özkan Altıntaş, Süleyman Yağız, Yüksel Hançerli ve Ziya Uçkan Burhan Felek Basın Hizmet Ödülü’ne değer görüldü.

ÖDÜL KAZANAN GAZETECİLER DUYGULARINI MESLEKTAŞLARIYLA PAYLAŞTI
Andaç Atak Törene katılamadığından ödülünü Coşkun Kartal’a TGC Başkanvekili Vahap Munyar verdi.

Azer Bortaçina Törene katılamadı. Bortaçina’nın ödülünü TGC Yönetim Kurulu Üyesi Pınar Aktaş TGC Genel Sayman’ı İhsan Yılmaz’ın elinden aldı.

Berin Dikmen rahatsızlığı nedeniyle Törene gelemediğinden yeğeni İpek Aydoğdu ödülü TGC Genel Sekreter Yardımcısı Hakan Güldağ’dan aldı.

Betül Sözen mazereti nedeniyle törene katılamadı. Sözen’in ödülünü Kadın Gazeteciler Komisyonu Üyesi İrem Barutçu TGC Yönetim Kurulu Üyesi Pınar Aktaş’tan aldı.

Cemil Ciğerim’in ödülünü oğlu Burçin Ciğerim TGC Genel Sekreter Yardımcısı Nuray Özger’den aldı. Burçin Ciğerim ödülü alırken “Annemin sağlık problemleri nedeniyle törene katılamayan babamın teşekkürlerini ve sevgilerini iletiyorum.” dedi.

COŞKUN KARTAL: ESKİ GÜNLERİ ÖZLEMLE ANIYORUZ
Coşkun Kartal ödülünü TGC Balotaj Kurulu Başkanı Mesude Erşan’dan aldı. Kartal konuşmasında şunları söyledi:
“Böyle seçkin bir toplumun önünde ödül almak çok onur verici. Ben 50 yıl önce mesleğe başladım 50 yıl önceki Türkiye’deki basın özgürlüğünü bugünün basın özgürlüğü ile karşılaştırdığımda ne kadar geri gittiğimizi de görebiliyorum. Benim ilk yazdığım haber 1969 yılı Kasım ayında dört günlük Bayburt Öğretmen Boykotu ile ilgiliydi. Hak arama mücadelesi yapıyorlardı. Ben bu haberleri yaptım. Şimdi geniş kitlesel demokratik eylemlere rastlamak da mümkün değil. Eski günleri biz özlemle anıyoruz ve hepimiz de bu günün genç muhabirlerine üzülerek bakıyoruz. Ne yazık ki bizim yaptığımız gazeteciliği yapamıyorlar. Teşekkürlerimi sunuyorum.”

Canberk şehir dışında olduğundan toplantıya katılamadı. Canberk’in ödülünü Pen Yazarlar Derneği İkinci Başkanı Halil İbrahim Özcan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto’nun elinde aldı.

Hasan Çakkalkurt şehir dışında olduğundan toplantıya katılamadı. Çakkalkurt’un ödülünü TGC Denetim Kurulu Üyesi Arif Esen Seçici Kurul yazmanı ve TGC Sosyal İşler Komisyonu üyesi Hüseyin Irmak’tan aldı. Arif Esen Hasan Çakkalkurt’un tüm meslektaşlarına sevgi, saygı ve teşekkürlerini ilettiğini söyledi.

HİKMET ALTINKAYNAK: BU ÖDÜLÜN DÜNYADA BENZERİ YOK
Hikmet Altınkaynak’ın ödülünü Türkiye Yazarlar Sendikası Genel Başkanı ve TGC Onur Kurulu Üyesi Adnan Özyalçıner verdi. Hikmet Altınkaynak ödülünü alırken yaptığı konuşmada: “Türkiye’de basın mesleğini 50 yıl yapabilmek çok büyük bir olanak ve büyük bir şans. Bu bakımdan kendimi çok şanslı sayıyorum. Ödül basın mensubu için çok önemli. Özellikle bu ödül dünyada da örneği olmayan özel bir ödül. Basın ülkeye, vatana, cumhuriyetimize, Türkçemize hizmet demektir. Onun için de vazgeçilmezdir. Bu bakımdan böyle bir ödülü bana layık gören Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’ne çok teşekkür ediyorum” dedi.

Jan Devletoğlu yurtdışında olduğundan toplantıya katılamadı. Devletoğlu’nun ödülünü TGC Genel Sekreter Yardımcısı Niyazi Dalyancı TGC Denetim Kurulu Başkanı Mustafa Bakacak’tan aldı. Jan Devletoğlu gönderdiği mesajda “Biz zaten mesleğimiz sayesinde zaten en az 150 yıl yaşadık. Olamaz dediklerimizi gördük, yaşanmaz dediklerimizi yaşadık. Ama bizler Gençlik Marşını hiç unutmayan bir kuşağın ürünleriyiz, ufukta şimdi doğacak bir güneşi görmek umuduyla yürüdük ve yürümeye devam edeceğiz” dedi.

Kadir Can törene katılamadığından ödülünü oğlu Uğur Can TGC Yönetim Kurulu Üyesi Uğur Güç’ten aldı.

MEHMET GÜNDÜZ: SANSÜR YASASINA HAYIR
Mehmet Gündüz ödülünü TGC Genel Sekreter Yardımcısı Niyazi Dalyancı’dan alırken “Sansür Yasası’na Hayır” dedi.

MUSTAFA DOLU: DEVLET OLDUM OLASI GAZETECİLERİ SEVMEDİ
Mustafa Dolu’nun ödülünü Gazeteciler Sosyal Dayanışma Vakfı Genel Sekreteri Engin Köklüçınar verdi. Mustafa Dolu ödülü alırken yaptığı konuşmada “Sansür bilindiği gibi Osmanlı Döneminde Abdülhamit zamanında başladı. Sonrasında sanki bir gelenekmiş gibi devam etti. Son çıkarılan ve adına Dezenformasyon Yasası denilen aslında ‘konuşanı, yazanı hapse atarım yasasının’ yürürlüğü girmesiyle konuşup yazan herkesin eli kolu bağlanmıştır. Devlet yöneticileri oldum olası biz gazetecileri sevmemiştir. Ben ölene kadar gazetecilik yapmayı sürdüreceğim” dedi.

Okay Göçer İstanbul dışında olduğundan ödülünü TGC Başkanı Turgay Olcayto’nun almasını istedi. Göçer’in ödülünü TGC Başkanı Turgay Olcayto’ya İstanbul Valiliği Basın Müdürü Muammer Karadeniz verdi.

ÖZKAN ALTINTAŞ: GÜZEL İNSANLARLA ÇALIŞTIK
Özkan Altıntaş’ın Ödülünü TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş verdi. Altıntaş ödülünü alırken şunları söyledi:
“O kadar güzel insanlarla çalıştık ki hepsinden bir ışık aldık. Ben bu ışığı görevde olduğum kuruluşlarda benden sonra yetişen gençlere aktarmaya gayret ettim. Genç arkadaşlardan çok şey öğrendik. 20 yıldır turizm alanında bir haber sitesi hazırlıyorum. Tam 51 yıl olmuş. Zaman çok hızlı geçiyor. İlginç olan polis ve adliye alanında görev yaptım. Turizm alanında görev yaparken yaptığım haberler nedeniyle hakkımda 12 dava açıldı. Ve ben hala yoluma devam ediyorum isterlerse 50 tane dava açsınlar. Bizi şereflendirdiniz.”

SÜLEYMAN YAĞIZ: UZLAŞI KÜLTÜRÜ ŞART
Süleyman Yağız’ın ödülünü TGC Başkanvekili Vahap Munyar verdi. Yağız şöyle konuştu: “Değerli arkadaşlar, genç arkadaşlar, olgun arkadaşlar hepinize saygılarımı sunuyorum. Benim bir yanım siyasetçi olduğu için önemli bir konuya değinmek istiyorum. Ülkemiz ne kadar güzel günler yaşasa da çok önemli bir eksikliğimiz var. Bu eksikliğimiz uzlaşı konusu. Yavuz Sultan Selim döneminden bu yana toplumumuzda uzlaşmazlık yaşıyoruz. Önümüzdeki seçimlerin ardından Türkiye’de yeni laik demokratik dönem tekrar başlayacak. Ama her şeye rağmen siyasi dünyamızda uzlaşı kültürünün toplumsal olarak da gelişmesi gerektiğine inancımı bir kez daha yineliyorum. Saygılarımı sunuyorum”

Yüksel Hançerli toplantıya katılamadığından ödülünü yerine TGC Balotaj Kurulu üyesi Haşmet Yavuz TGC üyesi Ergüder Tırnova’dan aldı.

ZİYA UÇKAN: MESLEKTE 55.YILIMI KUTLUYORUM
Ziya Uçkan’a ödülünü TGC kıdemli üyelerinden Okşan Atasoy verdi. Uçkan konuşmasında şunları dile getirdi:
“Ben bu sene 55. yılımı kutluyorum. Meslek hayatıma 1967 yılında başladım. TRT’nin ilk yayın döneminde görev aldım. Bugüne kadar yayıncılık hayatımda bir takım görevlerde bulundum. Televizyon yayıncılığın her aşamasında çalıştım. Üniversitede öğretim üyeliği yaptım. Bana bu ödülü layık gören yönetim kuruluna ve seçici kurula teşekkür ediyorum.”

Ödüle değer görülen Ayşe Tarman ve Can Aksın törene katılamadılar.

Törenin medya sponsorluğunu Dijital Basın üstlendi. Tören toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi.

Facebooktwitterredditpinterestlinkedinmail
0Shares

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

%d blogcu bunu beğendi: