Siyasetin ‘Yamanma’ İhtiyacı ve Stratejik Aklın Zaferi

Siyaset dünyası, bazen parlak fikirlerin sahnesi olsa da, çoğu zaman küçük hesapların ve hızlı popülarite arayışlarının pazarıdır. Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın son günlerdeki sosyal medya hamleleri, bu ikinci kategoriye çarpıcı bir örnek teşkil ediyor: Eleştiriden ziyade, kendini bir yerlere “yamama” gayreti.

Özcan’ın, Gelecek Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’na yönelik sert ve itham dolu çıkışları, meselenin stratejik bir tartışma olmaktan çıkıp, kişisel bir pozisyon alma çabasına dönüştüğünü gösteriyor. Bir yanda uluslararası ilişkiler alanında çığır açmış, akademik kariyeri tescilli bir devlet adamı; diğer yanda ise gündelik siyasetin sığ sularında çırpınarak, tabanına ya da yeni sığınacağı siyasi adrese sadakatini ispat etme derdindeki bir belediye başkanı.

Bu iki profilin çatışması, aslında geçicilikle kalıcılık arasındaki farkı çok iyi açıklıyor.

Davutoğlu: Düşünen Devlet Adamı

Davutoğlu’nun “Stratejik Derinlik” eseri, basitçe “iyi niyetli” bir dış politika kitabı değildir; o, Türkiye’nin uluslararası alandaki potansiyelini tarih, coğrafya, kültür ve nüfus gibi sabit parametrelerle formüle eden, bilimsel bir yol haritasıdır. Davutoğlu, “yönlendirme” kavramını merkeze alarak, Türk diplomasisine pasif bir bekleme yerine aktif bir inşa misyonu yüklemiştir.

İşte bu vizyonun Türkiye’ye kazandırdıkları, Özcan’ın attığı anlık tweet’lerin çok ötesindedir:

1. Vizyoner Diplomasi: Türkiye’yi Global Aktör Yapmak

Davutoğlu’nun dış politikadaki en büyük başarısı, Türkiye’yi “merkez ülke” idealine taşımaktır. Bu, sadece coğrafi konumun değil, tarihi sorumluluğun da gereğidir. O’nun döneminde:

Çok Boyutluluk İlkesi: Türkiye, Batı ittifakındaki yerini korurken, Rusya’dan Afrika’ya, Latin Amerika’dan Uzakdoğu’ya kadar hiçbir havzayı ihmal etmemiştir. Bu, eleştirildiği gibi “eksen kayması” değil, bir ülkenin maksimum etki alanına ulaşma hamlesiydi.
Arabuluculuk Gücü: Türkiye, İran nükleer meselesinden Filistin sorununa kadar, bölgesel krizlerde güvenilir bir arabulucu olarak masaya oturmuştur. Bu, “Stratejik Derinlik” ruhunun sahada tezahürüdür: Güçlü kültür ve tarih bağlarına sahip olan merkez, krizleri çözme yeteneğine de sahip olmalıdır.
2. ‘Sıfır Sorun’ ve Tarihi Sorumluluk

Davutoğlu’nun en çok eleştirilen tezi olan “Komşularla Sıfır Sorun Politikası” dahi, aslında bir utanç kaynağı değil, cesur bir diplomatik başlangıçtı. Bu politika, komşuluk ilişkilerini normalleştirerek, Türkiye’nin enerjisini iç çekişmeler yerine, uluslararası siyasete ayırmayı hedefliyordu.

Elbette, Suriye krizinin patlak vermesiyle bu ideal bozuldu. Ancak bir akademisyenin stratejik idealinin, bölgedeki yüz yıllık fay hatlarının ve küresel güç mücadelelerinin yarattığı devasa kasırgaya yenilmesi, stratejinin değil, krizin büyüklüğünün bir sonucudur. Davutoğlu’nun vizyonu, krizlerin önlenmesini hedefler; krizler patlak verdiğinde ise, politikaların adaptasyonu gerekir.

Sığlık ve Popülizm Kıskacında Eleştiri

Tanju Özcan’ın ve benzerlerinin Davutoğlu’na yönelttiği ithamlar, genellikle siyasi mirasın büyüklüğünü kaldıramamaktan kaynaklanır. Siyasette kendisine yeni bir koltuk arayanlar için, Davutoğlu’nun kurduğu aktif dış politika dili, anlaşılması zor ve kullanışsızdır. Onlar için daha cazip olan, basit, popülist ve düşman yaratan bir söylemdir.

Özcan’ın sosyal medya “yamulmaları”, stratejik vizyonun değerini anlamayan, yalnızca güncel rüzgara göre yelken açan bir siyasetçinin acziyetini gösterir. Bir yanda dünya sistemini okumaya çalışan bir akademik akıl, diğer yanda ise kendi siyasi geleceğini garantiye almaya çalışan bir popülist telaş.

Unutulmamalıdır ki, koltuklar geçicidir, ancak bir ülkenin uluslararası konumunu kökten değiştiren vizyonlar kalıcıdır. Davutoğlu’nun “Stratejik Derinlik”i, Türk dış politikasının artık eski pasifine dönemeyeceğinin en güçlü ispatıdır. Geriye kalan gürültü ise, yalnızca siyasetin sığ sularında kaybolmaya mahkûm, anlık ve kişisel hesaplaşmalardan ibarettir.

Facebooktwitterredditpinterestlinkedinmail
0Shares

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

%d blogcu bunu beğendi: