O Fıkra Gibi Hikaye Konya’da Gerçek mi Oldu: “Başkanım İnşaat Yap!”
Halk arasında dilden dile dolaşan, ne derece doğru bilinmez ama mesajı çok manidar bir hikaye anlatılır:
Yıllar yıllar önce, bir beldenin belediye başkanı, ilçesinin yol, su, elektrik gibi temel ihtiyaçlarını karşılamak için bir vesileyle Ankara’da bir bakanla görüşme fırsatı bulur. “Sayın Bakanım,” der, “Beldemizin yola, suya ihtiyacı var. Desteklerinizi bekliyoruz.”
Bakan sakince cevaplar: “Başkanım, inşaat yap.”
Belediye başkanı şaşırır. “Efendim paramız yok, devletten gelen ödenek anca maaşlara yetiyor. Bizim öncelikli ihtiyaçlarımız var.” diye tekrarlar.
Bakan yine aynı şeyi söyler: “Sen inşaat yap başkanım.”
Başkan çaresizce, “İyi ama neyle yapacağım?” diye sorunca bakan, sabrı taşmış bir edayla akıl verir: “Başkan, her şeyi ben mi öğreteceğim? Senin belediye binan var mı? Var. Eski mi? Eski. O zaman binayı yık, yeniden yap. Bakanlığa ‘Belediye binamızı yenileyeceğiz’ diye müracaat et. Bina 2 milyona mı mal oluyor? Sen 5 milyonluk proje hazırla. 2 milyona binayı yaparsın, kalan 3 milyonla da diğer ihtiyaçlarını karşılarsın. Faturayı da ona göre düzenlersin.”
Başkan mesajı almıştır. Aradan uzun bir zaman geçer, başka bir programda bakanla tekrar karşılaşırlar. Bakan, başkanı tanır ve sorar: “Başkan, nasıl gidiyor işler?”
Başkanın cevabı, hikayenin özeti gibidir: “İnşaata devam Sayın Bakanım…”
Bu hikaye, ne zaman bir belediyenin bitmek bilmeyen inşaatlarını, sürekli artan maliyetlerini ve ek bütçe taleplerini görsek aklımıza düşer. Tıpkı bugünlerde Konya’da yaşanan bir gelişmenin akıllara getirdiği gibi.
Konya’mızın en önemli dönüşüm projelerinden biri olan Yeni Sanayi Sitesi’nin yapım süreci, başından beri çeşitli olumsuzluklarla gündeme gelmişti. Ancak yapılan işe ve emeğe hürmeten birçok kişi gibi bizler de olumsuz konuşmamayı tercih ettik. Fakat gelinen noktada, basına da yansıyan 1.3 Milyar TL’lik “düzeltme ihalesi” haberi, bardağı taşıran son damla oldu.
Bu devasa ek ihale, inşaat sürecinde sürekli dile getirilen “zemin çökmesi” iddialarının yetkililer tarafından defalarca yalanlanmasına rağmen ne denli gerçek olduğunu acı bir şekilde ortaya koydu. Daha projenin başlangıç safhasında birçok uzman ve vatandaş tarafından yapılan uyarılar maalesef kulak ardı edildi, görmezden gelindi. Bugün ortaya çıkan tablo, adeta bir iş bilmezliğin ve duyarsızlığın fotoğrafıdır.
Böyle hayati bir projede yapılan mühendislik hataları ve idari yanlışlıklar, sadece milletin cebinden çıkacak milyarlarca liralık bir israf değil, aynı zamanda binlerce esnafın umudunun ve sabrının da tükenmesi demektir. İşin maddi boyutu elbette çok büyük bir vebaldir. Tüyü bitmemiş yetimin hakkının bu şekilde zayi edilmesi kabul edilemez.
Fakat madalyonun bir de insani yüzü var. Biz maddi boyutu geçtik; bir kış daha Eski Sanayi’nin köhne ve sağlıksız koşullarında çalışmak zorunda kalacak esnafımızın çilesi ne olacak? Onların her geçen gün artan mağduriyeti, en az bu devasa ek maliyet kadar büyük bir vicdan sorunudur.
Yetkililer ne yapıp edip, bu yanlışı bir an önce düzelterek esnafımızın kış gelmeden yeni dükkanlarına taşınmasını sağlamalıdır. Umuyoruz ki bu “düzeltme” ihalesi, sadece çöken zemini değil, aynı zamanda bu süreçte zedelenen kamu vicdanını da onarır. Aksi takdirde, bakanın “inşaat yap” tavsiyesiyle başlayan o meşhur hikayenin sonu, Konya’da esnafın mağduriyeti ve milletin sırtına yüklenen milyarlarca liralık bir enkazla bitmiş olacak.
Halk arasında dilden dile dolaşan, ne derece doğru bilinmez ama mesajı çok manidar bir hikaye anlatılır:
Yıllar yıllar önce, bir beldenin belediye başkanı, ilçesinin yol, su, elektrik gibi temel ihtiyaçlarını karşılamak için bir vesileyle Ankara’da bir bakanla görüşme fırsatı bulur. “Sayın Bakanım,” der, “Beldemizin yola, suya ihtiyacı var. Desteklerinizi bekliyoruz.”
Bakan sakince cevaplar: “Başkanım, inşaat yap.”
Belediye başkanı şaşırır. “Efendim paramız yok, devletten gelen ödenek anca maaşlara yetiyor. Bizim öncelikli ihtiyaçlarımız var.” diye tekrarlar.
Bakan yine aynı şeyi söyler: “Sen inşaat yap başkanım.”
Başkan çaresizce, “İyi ama neyle yapacağım?” diye sorunca bakan, sabrı taşmış bir edayla akıl verir: “Başkan, her şeyi ben mi öğreteceğim? Senin belediye binan var mı? Var. Eski mi? Eski. O zaman binayı yık, yeniden yap. Bakanlığa ‘Belediye binamızı yenileyeceğiz’ diye müracaat et. Bina 2 milyona mı mal oluyor? Sen 5 milyonluk proje hazırla. 2 milyona binayı yaparsın, kalan 3 milyonla da diğer ihtiyaçlarını karşılarsın. Faturayı da ona göre düzenlersin.”
Başkan mesajı almıştır. Aradan uzun bir zaman geçer, başka bir programda bakanla tekrar karşılaşırlar. Bakan, başkanı tanır ve sorar: “Başkan, nasıl gidiyor işler?”
Başkanın cevabı, hikayenin özeti gibidir: “İnşaata devam Sayın Bakanım…”
Bu hikaye, ne zaman bir belediyenin bitmek bilmeyen inşaatlarını, sürekli artan maliyetlerini ve ek bütçe taleplerini görsek aklımıza düşer. Tıpkı bugünlerde Konya’da yaşanan bir gelişmenin akıllara getirdiği gibi.
Konya’mızın en önemli dönüşüm projelerinden biri olan Yeni Sanayi Sitesi’nin yapım süreci, başından beri çeşitli olumsuzluklarla gündeme gelmişti. Ancak yapılan işe ve emeğe hürmeten birçok kişi gibi bizler de olumsuz konuşmamayı tercih ettik. Fakat gelinen noktada, basına da yansıyan 1.3 Milyar TL’lik “düzeltme ihalesi” haberi, bardağı taşıran son damla oldu.
Bu devasa ek ihale, inşaat sürecinde sürekli dile getirilen “zemin çökmesi” iddialarının yetkililer tarafından defalarca yalanlanmasına rağmen ne denli gerçek olduğunu acı bir şekilde ortaya koydu. Daha projenin başlangıç safhasında birçok uzman ve vatandaş tarafından yapılan uyarılar maalesef kulak ardı edildi, görmezden gelindi. Bugün ortaya çıkan tablo, adeta bir iş bilmezliğin ve duyarsızlığın fotoğrafıdır.
Böyle hayati bir projede yapılan mühendislik hataları ve idari yanlışlıklar, sadece milletin cebinden çıkacak milyarlarca liralık bir israf değil, aynı zamanda binlerce esnafın umudunun ve sabrının da tükenmesi demektir. İşin maddi boyutu elbette çok büyük bir vebaldir. Tüyü bitmemiş yetimin hakkının bu şekilde zayi edilmesi kabul edilemez.
Fakat madalyonun bir de insani yüzü var. Biz maddi boyutu geçtik; bir kış daha Eski Sanayi’nin köhne ve sağlıksız koşullarında çalışmak zorunda kalacak esnafımızın çilesi ne olacak? Onların her geçen gün artan mağduriyeti, en az bu devasa ek maliyet kadar büyük bir vicdan sorunudur.
Yetkililer ne yapıp edip, bu yanlışı bir an önce düzelterek esnafımızın kış gelmeden yeni dükkanlarına taşınmasını sağlamalıdır. Umuyoruz ki bu “düzeltme” ihalesi, sadece çöken zemini değil, aynı zamanda bu süreçte zedelenen kamu vicdanını da onarır. Aksi takdirde, bakanın “inşaat yap” tavsiyesiyle başlayan o meşhur hikayenin sonu, Konya’da esnafın mağduriyeti ve milletin sırtına yüklenen milyarlarca liralık bir enkazla bitmiş olacak.





