Konya’da Vicdan Sızlatan Transfer: Helal Edilmeyen Haklar ve Siyasetin Ağır Bedeli
Siyaset arenası, dün bir kez daha baş döndürücü bir vefa ve ihanet tartışmasına sahne oldu. Gelecek Partisi’nin Konya’daki kurucu il başkanı, Genel Başkan Ahmet Davutoğlu’nun memleketinden büyük emeklerle Meclis’e gönderilen Hasan Ekici’nin AK Parti saflarına katılması, sadece bir parti değişikliği olarak değil, gönüllerde derin yaralar açan, “helal edilmeyen haklar” ve “kıyamette hesaplaşma” nidalarıyla anılan bir olay olarak Konya’nın siyasi hafızasına kazındı. Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan’ın rozetini taktığı Ekici, ardında kırgın bir teşkilat, öfkeli yol arkadaşları ve ihanete uğramış hisseden seçmenler bıraktı.
Bu transferin yankıları, özellikle Gelecek Partisi Konya İl Teşkilatı’ndan ve İl Başkanı Ahmet Arslan’ın şahsından yükselen sitem dolu paylaşımlarla daha da bir anlam kazandı. Zira anlatılanlar, basit bir siyasi ayrışmanın çok ötesinde, büyük fedakarlıkların ve adanmışlığın adeta hiçe sayıldığı bir tabloyu gözler önüne seriyor.
“Kefil Olduk, Gecemizi Gündüzümüze Kattık…”
İl Başkanı Ahmet Arslan ve diğer partililerin sosyal medyaya yansıyan feryatları, aslında bir siyasi partinin yerelde ne zorluklarla var olmaya çalıştığının da bir özeti gibi. İddialara göre, mevcut İl Başkanı Ahmet Arslan, Hasan Ekici’nin adaylık sürecinde sadece siyasi bir destekçi olmamış; İl Başkan Vekili olduğu dönemden itibaren teşkilatın masraflarının büyük çoğunluğunu karşılamış, Ekici’ye bizzat kefil olmuş ve seçim çalışmalarında hiçbir maddi desteği esirgememiş. Bu, bir dava adamının, inandığı bir yolda ve güvendiği bir isim için yapabileceği en büyük fedakarlıklardan biridir.
Sadece Ahmet Arslan değil, Gelecek Partisi’nin Konya’daki isimsiz kahramanları, partinin kurulduğu günden itibaren, özellikle de seçim sürecinde gecesini gündüzüne katan o partili neferler… Onların umutları, emekleri ve hayalleri vardı. Ve belki de en dokunaklısı, ömründe CHP’ye hiç oy vermemişken, sırf ittifak listesindeki Hasan Ekici için, ona güvenerek sandığa giden Konyalı seçmenlerin yaşadığı hayal kırıklığı. Sosyal medyada “Hakkımızı helal etmiyoruz, kıyamette mutlaka hesaplaşacağız!” çığlıkları yükseliyorsa, bu, siyasetin sadece rakamlardan ve koltuklardan ibaret olmadığını, insan onurunun ve verilen sözün ne denli hayati olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.
Rozetin Parıltısı ve Kırgınlığın Gölgesi
Ankara’da, AK Parti grup toplantısı sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elinden alınan rozet, kameralara bir başarı ve büyüme hikayesi olarak yansımış olabilir. Ancak o parıltının ardında, Konya’da gözyaşına karışan bir sitem, emeklerinin karşılığını ihanetle aldığını düşünen insanların derin bir ahı var. İki yıldır Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Gelecek Partisi’ni temsil eden bir vekilin, kendisini o noktaya taşıyan insanların “haklarını helal etmediği” bir atmosferde yeni bir siyasi yolculuğa başlamasının manevi ağırlığı, herhalde en çok kendisinin üzerinde olacaktır.
Bu durum, siyasi etik ve vefa kavramlarının ne kadar göreceli olabileceğini, ancak insan vicdanındaki karşılığının asla değişmeyeceğini gösteriyor. Bir yanda “kazanım” olarak görülen bir transfer, diğer yanda ise “ihanet” olarak damgalanan bir ayrılık.
Siyasetin Vicdan Muhasebesi
Hasan Ekici’nin tercihi, şüphesiz kendi siyasi kariyeri açısından bir yol ayrımıdır. Ancak bu tercih, aynı zamanda Türk siyasetindeki genel bir soruna da işaret ediyor: Siyasi kimliklerin ve parti aidiyetlerinin ne kadar kolay değişebildiği, seçmen iradesinin ve teşkilat emeklerinin ne denli göz ardı edilebildiği…
Konya’dan yükselen bu sesler, aslında tüm siyasetçilere bir uyarı niteliğinde. Koltuklar gelip geçicidir, makamlar fanidir. Ama geride bırakılan izler, gönüllerde açılan yaralar ya da kazanılan hayır duaları kalıcıdır. Gelecek Partisi Konya teşkilatının ve onlara destek veren seçmenlerin yaşadığı bu derin üzüntü ve öfke, siyasetin sadece strateji ve güç dengelerinden ibaret olmadığını, temelinde insan ve vicdan olduğunu unutmamamız gerektiğini acı bir şekilde hatırlatıyor.
Ahmet Arslan’ın ve arkadaşlarının fedakarlıkları, Hasan Ekici’nin vedasıyla birlikte, Konya siyasetinde uzun süre konuşulacak, dersler çıkarılacak bir “vefa ve bedel” hikayesine dönüşmüştür. Helal edilmeyen hakların ağırlığı, bakalım kimlerin omuzlarında nasıl bir iz bırakacak…





