İnancın Haritası: Türkiye’de Kalp Var, Kitap Nerede?

MAK Araştırması Üzerinden Türkiye Toplumunun Dindarlık Portresi

Geçtiğimiz günlerde MAK Danışmanlık’ın yayımladığı, 6400 kişiyle yüz yüze gerçekleştirilen kapsamlı “Türkiye Din Araştırması”nın sonuçları, inanç üzerine yıllardır süregelen tartışmalara net, ancak ironik bir fotoğraf sundu. Eğer bir sosyal bilimci olarak bu fotoğrafı tek cümleyle özetlemem gerekseydi, şöyle derdim: “Türkiye’de iman esasları ‘tavan yapmış’ durumda, ancak pratik bilgi edinme gayretleri ‘yerlerde sürünüyor’.”

Toplumun temel inanç kodlarına baktığımızda, sarsılmaz bir bağlılık görüyoruz. Katılımcıların %89’u Allah’ın varlığına, %79’u peygamberlere, %77’si ise ahirete inandığını söylüyor. Bu oranlar, toplumun büyük çoğunluğunun teorik olarak İslam’ın temel direklerine sıkı sıkıya tutunduğunu kanıtlıyor. Kalp, ‘iman ettim’ diyor.

Peki, bu inanç pratiğe ve bilgiye ne kadar yansıyor? İşte araştırmanın asıl çarpıcı ve düşündürücü kısmı burada başlıyor.

Yüzde 13’lük Utanç: Anlamadan Okumak

İnanç sisteminin ana kaynağı olan Kuran-ı Kerim’le kurulan ilişki, bu araştırmanın en can alıcı sonucunu verdi. Kuran-ı Kerim’i Arapça okuyabildiğini söyleyenlerin oranı %30. Bu, dini eğitimin yaygınlaştığı iddia edilen bir dönem için kabul edilebilir bir oran gibi görülse de düşük bir seviyededir..

Ancak asıl dram, anlam arayışında yatıyor: Kuran-ı Kerim’i Türkçe mealinden okuduğunu belirtenlerin oranı yalnızca yüzde 13!

Bu, her 100 kişiden 87’sinin, hayatının merkezine koyduğunu söylediği, inancının kaynağı olan metnin içeriğini, kendi dilinde okuma gereği duymadığı anlamına geliyor. Düşünün: Herkesin elinde dünyanın en önemli anayasası var ama sadece 13 kişi o anayasada ne yazdığını merak etmiş.

Bu durum, dindarlığın büyük ölçüde duygusal, ritüelistik ve geleneksel bir boyutta kaldığını gösteriyor. İnanç, bir “aidiyet konforu” sunuyor, ancak “sorgulama ve anlama sorumluluğu” gerektirmiyor. Kalple hissedilen bu inanç, akılla desteklenmediği sürece, rüzgârda savrulmaya mahkûm bir yaprak gibidir.

“Peygamber Rol Modelim, Ama Her Konuda Değil”

Araştırmanın bir diğer dikkat çekici sonucu, Hz. Muhammed’in rol model alınma biçimine dairdi. Katılımcıların %41’i Peygamberi “her anlamda rol model” görürken, %38’i ise “bazı konularda örnek alsam da, her konuda değil” yanıtını verdi.

Bu, modern bireyin rasyonel filtresini kullanmaya başladığını gösteren önemli bir veridir. Artık insanlar, dini figürleri kayıtsız şartsız bir “her şeyin ölçüsü” olarak kabul etmek yerine, günümüz koşulları ve bireysel yaşam tercihleri üzerinden bir değerlendirmeye tabi tutuyor. Bu, geleneksel otoritenin zayıfladığı, bireyselleşmenin ve seçiciliğin arttığı bir toplumun işaretidir.

Diyanet mi, Dijitalleşme mi?

İslam dinine dair bilgi kaynaklarına bakıldığında ise geleneksel yapının hala baskın olduğu görülüyor: Aile (%71) ve Diyanet (%63) en güvenilir ve en çok kullanılan kaynaklar.

Dijitalleşme ve sosyal medya çağında, dini bilginin kaynağında hala Diyanet’in bu denli yüksek bir orana sahip olması, kurumun hala toplumsal inanç haritasındaki merkeziyetini koruduğunu gösteriyor. Ancak mesele, bu bilginin sadece “aktarılması” değil, aynı zamanda “sorgulatılması” ve “içselleştirilmesi” olmalıdır.

Sonuç olarak, Türkiye’nin inanç portresi, derin bir inanç krizinden ziyade, derin bir eğitim ve anlam krizini işaret ediyor. Temel inançlar güçlü bir kale gibi yerinde duruyor, ancak bu kalenin içine girip, kılavuzunu okuma zahmetine girenlerin sayısı çok az.

Eğer dindarlık, sadece “inanıyorum” demekten ibaret kalırsa, toplumun bu derin inancının sosyal hayata yansıması (dinin davranışları çok etkilediğini söyleyen %25’lik kesim gibi) de sınırlı kalacaktır. Kalpteki inancı, zihindeki bilgiyle birleştiremediğimiz sürece, “din adına yapılanlar” ile “dinin özü” arasındaki makas açılmaya devam edecektir.

Umarım, bu araştırma sadece bir istatistik yığını olarak kalmaz; zira o %13’lük oranın yükselmesi, Türkiye’nin sadece dindar değil, aynı zamanda bilinçli inanan bir toplum olması yolundaki en önemli sıçrama tahtasıdır.

Facebooktwitterredditpinterestlinkedinmail
0Shares

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

%d blogcu bunu beğendi: